28.11.2013

Meniere Sendromunda Beslenme Modeli

Öncelikle bu yazımı okursanız sevinirim;
http://yiyorumzayifliyorum.blogspot.com/2013/01/deyimler-tuzlugu.html

Meniere sendromu belirtileri yüz yıl evvel Prosper Meniere adında bir Fransız tarafından açıklandı. Tarif ettiği tipik belirtiler gelip giden işitme kaybı ile beraber baş dönmesi, kulak çınlaması ve etkilenmiş olan kulakta bir basınç hissi duyulmasıdır.
Menier sendromu önce bir kulağı etkiler ve vakaların %25 ila %50'sinde ilerde ikinci kulak da etkilenir. Bu hastalığın nedeni henüz bilinmiyor. Labirent denilen iç kulakta sıvı artışı görülüyor. Bu sıvı fazlası labirent zarında basınç yapar. Bu zarı bozar ve bazen de yırtar. Neticede denge ve işitme duyuları bozulur.
Başdönmesi, kulakta dolgunluk hissi, çınlama ve işitme kaybı ile seyreden bir hastalıktır. Bu şikayetlerden tamamı görülebileceği gibi sadece biri de görülebilir. Kontrolsüz ve tedavisiz hastalarda zamanla tüm şikayetler ortaya çıkar. Bu hastalarda yüksek ses kulakta ağrı yapabilir. Şiddetli başdönmesine bulantı ve kusma eşlik edebilir.
Semptomlar genellikle orta yaşlarda başlar. Erkeklerde kadınlardan daha sık görülür. Meniere'li hastalarda mevsimsel şikayetler ya da gıdalara bağlı yakınmalarda artışlar saptanmıştır. Bu hastalarda allerjinin tedavisi ile vertigo ve Meniere ait semptomlarda da azalmalar tespit edilmiştir.
Meniere hastalığında medikal tedavide amaç semptomların kontrolüdür. Meniere'de patolojik olayın düzeltilmesinde medikal tedavinin etkileri yoktur.

40'lı ve 50'li yaşlarda insanlarda Meniere hastalığı gelişebilmektedir. Ancak diğer yaş gruplarındaki insanlarda da fazlalıkla rastlanabilmektedir, hatta çocuklarda bile..
Meniere Hastalığının kesin teşhisini koymak zordur. Teşhise götüren en önemli faktör hastanın anlattıklarıdır. Baş dönmesinin süresi, sıklığı, derecesi beraberinde olan semptomlar hastalığın nedeni hakkında bilgi verirler.
Muayene sonrasında yapılacak ilk tetkik odiometri adı verilen işitme testleridir. Bu testlerde işitme kaybının varlığı ve iç kulağın durumu hakkında bilgi edinilir. Kalın seslerdeki iç kulak tipi işitme kaybı Meniere Hastalığı olabileceğini akla getirir
Vertigo ( baş dönmesi ) ile meniere hastalığı gelişebilmektedir.Meniere hastalığında tek bir neden yoktur,bunun yanında pek çok neden birlikte meniere'e sebep olabilmektedir.
Bu sebepler arasında;
Belki de bir tıkanma ya da anatomik anormallik yetersiz sıvı drenajı,
Anormal bağışıklık cevap
Alerjiler
Viral enfeksiyon
Genetik yatkınlık
Kafa travması  ve Migren
Baş dönmesi atağı sırasında görülen hastalar genellikle yatırılarak tedavi edilir. Stres önemli rol oynadığı için hastanın rahatlatılmasına çalışılır. Serum takılarak sıvı verilir. Serum içine veya ağızdan verilen baş dönmesi ilaçları genellikle şikayetleri azaltır ve hastayı rahatlatır. Kortizon tedavisi de uygulanan yöntemler arasındadır. Bilindiği üzere kortizon tedavilerinde tuz kısıtlaması yapılmalı.
Hastanın ödem problemi nedeniyle diüretik ilaçlar tavsiye edilmekte. Bu yüzdendir ki hastada mineral eksiklikleri olmasın diye potasyum mineral desteği ve potasyum yönünden zengin besinler önerilmektedir.


Sık atak geçiren hastalarda bunları önlemek için bazı tedbirler alınabilir. Bunun için şunlar sayılabilir. 
-Aşırı tuz, şeker, alkol ve kafein almamak 
-Stresten uzak durmak 
-İdrar söktürücü ilaçlar kullanmak 
-Baş dönmesine karşı ilaçlar kullanmak (en sık kullanılanı Betaserc'tir).
Beslenme Tedavisi :
Sodyum alımı kısıtlanmalı. Bunun için hastanın günlük tuz tüketiminin kısıtlanması gerekmektedir.1500 mg/günlük tuz alımı idealdir.
Bunun yanında kafein,alkol alımı da kısıtlanmalıdır.
En önemli tuzsuz diet: Furstenberg rejimidir
Furstenberg Diyeti: Sıvı alımı kısıtlanmaz, bununla birlikte çok fazla miktarda su tüketimi önerilmez. Su içilirken aniden yüklenmek yerine yavaş ve yudum yudum içmek tavsiye edilir.
1934'te Furstenberg Meniere Hastalığındaki semptomların Sodyum retansiyonuna bağlı olduğunu göstermiştir. Diyette tuz kısıtlaması önermiş, diüretiklerin vertigo ataklarını kontrol ettiğini ortaya koymuştur.Sodyumdan zengin besin alımı kısıtlanır.Tüm yiyeceklerin tuzsuz hazırlanması önerilir.


Yumurta, balık , et, ekmek, pirinç, makarna,meyve, sebze, süt, yağ, bal, şekerde kısıtlama yoktur.
Tuzlu et ve balık, tuzlu ekmek, tuzlu yağ, ıspanak,peynir, zeytin, havuç, marul, istiridye,lakerda ,hazır cipsler,tuz ile kavrulmuş kuruyemişler, salamura besinler (özellikle turşular,salamura yaprak vs..)kısıtlanmalıdır
Şalgam, kırmızı turp, incir, pancar, çilek, tereyağı,  balkabağı, yerfıstığı vb. gıdalar haftada ikiden fazla tüketilmemelidir.
Tuz yerine KCI( piyasada bulunana potasyum tuzu) kullanılabilir.
Eğer hastalar diabetikse veya kolesterolleri yüksek düzeyde ise, hastaya kilo kaybı diyeti ve egzersiz de önerilmelidir.
Hastaların bağışıklık sistemini güçlendiren beslenme destek ürünleri de tavsiye edilir. Özellikle bağışıklık güçlendirici bir beslenme tarzı hastaların yaşam kalitesini arttırır.
Bunun için sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, özellikle antioksidan A,C,E vitaminleri almak gerekmektedir.
Meniere hastalığı kronik bir hastalık olarak kabul edilse de, çeşitli tedavi stratejileri beslenme de yapılacak düzenlemeler ile semptomları hafifletmek ve hastalığın yaşam süresince uzun vadeli etkilerini en aza indirmeye yardımcı olabilmektedir.


25.11.2013

Kilo Vermeyi İsteme; İşte Bütün Mesele

Kilo vermeyi istiyorsunuz da gerçekten yürekten istiyor musunuz?
Gelip geçici bir heves mi? Sürekliliği var mı? Devamsızlıktan kaldınız mı? Kilo vermek isteyen beyniniz mi?
Bu soruları soruyorum çünkü standart diyet listelerini uygulama ve sonuçlandırma sürecinizde beynim ne diyor ne istiyor diye düşünmeniz lazım. Bedeninizi dinlemeyi de ihmal etmeyin elbette. Bilimsel verilere dayandırdığımız diyet listelerini uygularken gelecekte olmak istediğiniz, kendinizi iyi hissettiğiniz kilonuzu yüreğiniz ve beyninizle aynı anda isteyin. En doğal ve sade yaşama isteğiniz alışılagelmiş zaten var olan bir istektir. Yaşamakta olduğunuz yeme davranışından kopma isteği, yeme davranışınızı düzenleme arzusunu da yürekten ve beyinden isteyin. Fazla olan yükünüzden kurtulmak için bu aralar sıkça rastladığımız OLUMLAMA terimi işte burada devreye giriyor. 
Evet olumlama isteği isteme, olmayı olma, arzuyu arzulama yolunda size ışık olacaktır. Yeter ki hedefinizi belirleyin isteyin olsun. Danışanlarımla birlikte biz bunu çok denedik ve oldu. #denedimoldu diyebilmeniz için haydi buyurun; hergün bir iki defa aç karnına olumlamanızı yapın.



Kilo vermek isteyenlere olumlama:

Sevgili beynim fizyolojik ve psikolojik sağlığım için gerekli olan yeni kararımı şimdi sana bildiriyorum...
Ben olduğum gibi değerli, sağlıklı, zinde, fit ve yeterliyim..
Ben kendimi seviyorum..
Bedenimi seviyor ve onu sevgiyle kucaklıyorum..
İnceyim, ince ve sağlıklı olmayı seçiyorum...
ve her geçen gün daha sağlıklı inceliyorum ve zayıflıyorum.
Hedefimdeki kiloya ve istediğim bedendeki kıyafete adım adım yaklaşıyorum.
Bu  kararımı ve isteğimi hemen uygulamanı ve bütünüme iletmeni diliyor ve istiyorum.
Teşekkür ederim. Seni sevgi ile sarmalıyorum.

Çocuklara Önerilerim Var!!!

24 Kasım 2013 Bugün gazetesinde çıkan yazımın geniş halidir...

Ve de Pharma Turkey dergisi Mart-Nisan 2014 sayısında



Özellikle kış mevsiminde 2-7 yaş arasındaki çocukların dengeli beslenmelerine daha da dikkat etmek gerekiyor. Besleyici, dengeli, daha sıcak ve enerji veren bir nevi ısıtan yiyecekler seçilmeli ve çocukların beslenme alışkanlığı bu yönde değiştirilmelidir.
Tartışılmaz bir gerçektir ki her yaş dönemi  için dengeli beslenmenin püf noktası,vücudumuz için gerekli olan; protein, karbonhidrat, yağ, mineral ve vitaminlerin öğün örüntülerinde yeterli düzeyde almaktır. Özellikle dengeli beslenme alışkanlıklarının kazanılma yaşı olan 2-7 yaş arasında bu öğeler daha da önem kazanmaktadır. Aksi takdirde çocuk; enfeksiyon, mide, böbrek, kalp, karaciğer rahatsızlıkları gibi birçok kronik hastalıklarla maalesef ki savaşmak zorunda kalabiliyor. Bağışıklık sistemi açısından özellikle kış aylarında çocukların beslenmelerine ayrı bir itina göstermek gerekmektedir.
Okul çağındaki çocuklar için de özellikle bağışıklık sistemini güçlendiren beslenme modeline dikkat etmek gerekir. Özellikle kış mevsiminde artış gösteren gribal enfeksiyonlar okul çağında daha da etkili olmaktadır.



Mutlaka kahvaltı!
Günün en önemli öğünü olan kahvaltı uzun gece açlığından sonra, tükenen enerjinin tekrar alınabilmesi için gereklidir. Kahvaltısını yapmayan çocuk hem zihinsel hem fiziksel performans açısından zayıf kalacak, bağışıklık sistemi zayıflayacak, hastalıklara kapısı açık olacaktır. Bu yüzdendir ki protein içeriği açısından süt, yumurta, peynir gibi besinleri kahvaltı öğününde bulundurmak gerekir. Kahvaltı yapmayan çocuk ara öğünde maalesef ki bol şekerli yiyecekler seçebilmekte bu da diş çürümelerini arttırmaktadır. Kan şekerini ani yükselten yiyecek seçildiğinde çocukta tekrar şeker tüketimi artacaktır. Bu kısır döngü sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Çocuğun direnç gösterdiği besin var ise bu besini sevdirebilmek için standart tarifler yerine farklı tarifler uygulayın. Örneğin yumurta istemeyen çocuğunuza krep yapabilir peynir ile zenginleştirebilirsiniz. Özellikle kış aylarında bu tarz sıcak sunumlu kahvaltılar hazırlayabilirsiniz. Yumurta en kaliteli protein kaynağıdır ki çocukların haftada 4-5 gün yemeleri önerilir. Kalsiyumun iyi kaynağı olan peynir ise yadsınamaz. İster tost olarak ister omletin içinde ister sürülebilir peynir kıvamında çocuklarınıza  peynir yedirmelisiniz.
Şekerli yiyecekleri yemeyi seven çocuklara (kakaolu fındık kreması, reçel, bal vs.)yanında mutlaka süt veya yoğurt vermelisiniz. Kış döneminde pekmez tüketimi çocuğun vücut direnci için çok faydalıdır. Ancak sütteki kalsiyum pekmezde bulunan demirin emilimini engelleyeceği için pekmez peynir ve süt ile beraber verilmemelidir. Gece yatmadan önce C vitamini içeren bir meyve ile beraber verilen pekmez yararlılığı daha fazla olacaktır. Özellikle Aralık, Ocak, Şubat aylarında tahin-pekmez karışımını da kakaolu kremalar yerine enerji verici olarak verebilirsiniz.

 


Mutlaka yoğurt!
Elbette sütün faydası tartışılmaz bir gerçektir fakat yoğurt ise çocukların olmazsa olmazıdır.Yoğurt yapımında kullanılan bakteriler en güzel bağışıklık sistemi koruyucusu olacaktır. Yoğurt ve/veya ayran çocuğunuzu kış döneminde hastalıklardan koruyacaktır.Ayrıca probiyotik özelliğinden dolayı bağışıklık güçlendirici kefir de bu yaştaki çocuklara günde 1 çay bardağı kadar verilmelidir.

Mutlaka sebze-meyve!
Antioksidan vitamin (A,C,E Vitaminleri)  içeriği açısından, posa açısından, mineraller açısından zengin sebze ve meyvelerin yararı saymakla bitmez. Özellikle bu mevsimde bulunan kök sebzeler kış beslenmesi açısından çok önemlidir. Çocuklar için önemli olan A Vitaminini çocuğunuza havuç yedirerek sağlayabilirsiniz. C vitamininden zengin meyve veya meyve suyunu günde 1 bardak, koyu yeşil yapraklı sebzeleri günde 1 porsiyon, diğer meyvelerden ve sebzelerden ise günde 2-3 porsiyon vermelisiniz. Çocuğunuzun sevdiği yemeklere sebzeler ekleyebilir, çorbalarını sebze ile yapabilir, siz mutfakta yemek yaparken yenilebilir çiğ sebzeleri eline verebilirsiniz. Örneğin kereviz yemeyen çocuğunuza rendelenmiş kereviz, ceviz ve yoğurtla kerevizi sevdirebilirsiniz. Sebzelerde mutlaka az da olsa yağ olsun böylece yağda eriyen vitaminin biyoyararlılığı artacaktır. Anneler; özelikle bu mevsimde öğünlerde yeşil yapraklı sebzeler bulunsun, yeşil salata olmadan masaya oturmayın ki çocuklarınız da sizi örnek alsın.”Zorlamayın örnek olun”. Sebzeye aşırı direnç gösteren çocuğun meyve porsiyonları arttırılmalıdır.



Mutlaka balık!
“Balık yersen gözlerin balığın gözleri gibi parlar” diyorum sevimli çocuklara, özellikle de bu mevsim tam da zamanı, mümkünse haftada 2-3 defa yesinler. Bunun yanı sıra omega-3 açısından zengin balık ve diğer omega-3 içeren besinleri de (ceviz,keten tohumu,semizotu vs..)yemesine özen gösterin.


Okula giden çocuklar
Okula giden çocukların bir öğünü okulda geçtiği için denetlemek güçtür. Dolayısıyla anneye kalan öğün, sabah kahvaltısı, ikindi kahvaltısı ve akşam yemeği. Bu öğünlerde çocukları daha sağlıklı, kaliteli ve dengeli beslemek mümkündür. Çocuk  ıvır-zıvır yiyeceklerden vazgeçirilmeli ve fast-food çocukların her zaman ana öğünü olmamalı, ön planda tutulmamalıdır. Gazlı içecekler, çay, kahve, kızartma vs. tüketimi kesinlikle yasaklanmalı.

Demir eksikliği olmasın!
Bu çağdaki  çocuklar büyüme çağında olduklarından, demir depolarının dolu olması gerekir. Bunu sağlayan en birincil besin kırmızı ettir (günde 2 -3 porsiyon). Çocuklardaki demir eksikliğinin en büyük nedeni, kırmızı et tüketiminin yetersiz olmasıdır. Demir eksikliği çocukların ileride algılamalarını düşürür, uyumsuz olmalarına sebep olur. Yukarıda da sözü geçen pekmez demir içeriği açısından çocuklar için oldukça iyi bir kaynaktır. Çocuğunuza üzüm, keçiboynuzu,dut pekmezi gibi besinleri verebilirsiniz. Yetişkinlerden görüp çay ve kahve içmeye özenen çocuklara suyun içine pekmez karıştırarak çay, kahve hatta asitli içecek görüntüsü yaratıp içirebilirsiniz. Çünkü çay ve kahvedeki tanen ve kafein çocuğun kansızlık yaşamasına neden olacaktır. Özellikle kurubaklagiller de demir açısından iyi bir kaynaktır, hele bir de kış dönemi bu besinler daha da sık yenilmelidir.



Ayrıca tamamen süte dayalı bir beslenme örüntüsü, tek başına yeterli olmayacaktır. Zaten tek besine dayalı bir beslenme, çocuklarda kabul edilemez. Örneğin günde 600 ml’den fazla süt tüketilmesi, kansızlığa zemin hazırlar. Ara öğünlerde ise  çocuklara  kestane, kuru kayısı, kuru erik, badem, fındık, fıstık, yaban mersini, kuru üzüm gibi kuru yemişleri karıştırıp vermek çok iyi  bir çözümdür.Kuruyemişler çocuğa kış döneminde sağlıklı bir direnç ve güç verecektir, kabızlık problemi olmayacaktır.Sağlıklı bir kış mevsimi geçirmeniz dileği ile dirençli günler..






21.11.2013

Hamile misiniz? Kış Aylarında Nasıl Besleneceksiniz?

Gebelik döneminizde dengeli bir beslenme alışkanlığı edindiğinizde, sıvıyı bol miktarda aldığınızda, doktorunuzun verdiği demir içerikli preparatları düzenli olarak aldığınızda, normal sınırlar içinde kilo almak, sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmek, sağlıklı bir bebek doğurmak ve doğum sonrası formunuzu korumak için beslenmeyle ilgili size düşenleri tümüyle yerine getiriyorsunuz demektir.

Özellikle hamileliği  kış aylarına denk gelen anne adaylarının dikkat etmesi gerekenler;  bağışıklık sistemi güçlendirici C vitamini kaynağı bol olan besinler (özellikle yeşil yapraklı sebze ve kış meyveleri) tüketmek,aşırı yağlı ve şekerli besinlerden çok kilo almamak için kaçınmak.Özellikle kış aylarında aktivite yetersizliğini göz önünde bulundurarak besin seçmek gerekmektedir.D vitamini açısından kış aylarında güneşten yararlanma zor olacağından,doktorunuza ve beslenme uzmanınıza D vitamini besin destek suplementi olarak danışmanız ve birlikte karar alınmalıdır..Bu yüzdendir ki kalsiyum zengin besin süt ve süt ürünlerini ihmal etmemek gerekmektedir.


Gebelikte beslenme, anne adaylarının üzerinde önemle durmaları gereken bir konudur. Sağlıklı ve kaliteli bir gebelik dönemi geçirmek, gebeliğe özgü belirtileri yaşamamak ya da daha az yaşamak, bebeğinizin potansiyeli olan kiloya ulaşmasını ve dünyaya yeterli besin depolarını oluşturmuş olarak gelmesini sağlamak, rahat bir lohusalık dönemi geçirmek, lohusalıkta bebeğinize vereceğiniz sütünüzün kaliteli olmasını sağlamak için gebelik öncesinden gelen beslenme alışkanlıklarınızı gebelikte tekrar gözden geçirmeniz önemlidir.

Son aylarınızda olsanız bile beslenme konusunda yapacağınız iyileştirmeler ve düzenlemeler en azından doğacak bebeğinizin doğum sonrası ilk altı aylık dönemde ihtiyacı olan demir ve vitamin depolarını oluşturmasını sağlar.
Gebelik dönemi; günlük kalori, alınması gerekli sıvı, protein, vitamin, mineraller, temel ve eser elementlerin ihtiyacının arttığı bir dönemdir. Bu artmış olan ihtiyacı karşılamak için vücudunuz size çoğu durumda yol gösterecek ve açlık-tokluk merkezlerinin gebeliğe uyum sağlamak amacıyla değişen işlevleri sayesinde bu ihtiyaçlarınızı karşılamış olacaksınız.
Gebelikte önerdiğimiz beslenme şekli, tüm temel besin maddelerinden herbirinin yeterince ve düzenli olarak alınması şeklindedir. Temel besin madddelerinin şekerler ve yağ miktarı yüksek gıdalar hariç her birinden hergün belli miktarlarda mutlaka alınmalıdır. Şekerler ve yağ miktarı yüksek gıdalar (yağların temel besin maddeleri içinde önemleri büyüktür, burada kastedilen aşırı "yağlı" yiyeceklerdir) ise besleyici özellikleri düşük ve kalorileri yüksek olan gıdalardır ve size ve bebeğinize yararları yoktur.


Gebelikte günlük öğün sayınızı en az beş olacak şekilde tekrar ayarlayın.
Burada amaç midenin aşırı dolmasını ve size rahatsızlık vermesini engellemektir. Toplam alacağınız gıdayı üç öğün yerine beş ya da daha fazla öğünde yemek, erken gebelikte bulantı şikayetlerinizi engellemede, gebeliğin geç dönemlerinde de mide yanması ve şişkinlik şikayetlerinizi önlemede yardımcı olacaktır.
Gebelikte bazı özel durumlar hariç düzenli vitamin kullanımı gereksizdir. Gebelik dönemi boyunca ihtiyaç duyduğunuz vitaminlerin tümü düzenli beslenme yoluyla alınabilir ve doğru olanı da budur.
Düzensiz beslenip vitamin ilaçlarına güvendiğinizde gerekli olan ihtiyacınızın tümüyle karşılanmadığından emin olabilirsiniz. Ancak erken gebelik dönemindeki şiddetli bulantı ve kusmalarda ve ileri derecede beslenme yetersizliği gösteren anne adaylarında ise düzenli beslenmeye ek olarak vitamin tedavisi elbette verilmektedir.

Kan yapımında önemli yeri olan demir için ise farklı şeyler söylenebilir: Ne kadar demir içeriği yüksek besinlerle beslenirseniz beslenin, gebelikte ihtiyaç duyduğunuz demiri alabilmek için belli bir gebelik haftasından sonra (genellikle gebeliğin ikinci yarısından itibaren) düzenli olarak demir içeren ilaçlar kullanmalısınız.
Alacağınız demirin bebeğinizin demir depolarının oluşmasındaki önemini unutmayın.
Tüm bu demir ihtiyacının besinlerden karşılanabilmesi için alınması gerekli besin miktarı normalden fazla kalori içerir ve bu yüzden uygun bir beslenme biçimi değildir.
İkiz ve çoğul gebelik taşıyan, kansızlık bulguları gösteren, ya da gebeliğin sonlarına gelmiş olmasına rağmen demir ilaçları kullanmamış anne adaylarında daha yüksek dozlarda demir tedavisi gerekebilir.


Su her ne kadar öyle gözükmese de aslında temel bir besin maddesidir. Belki soğuk havalarda canınız su içmek istemeyecek lakin bebek sağlığı ve kendi sağlığınız için kendinizi su içmeye zorlamanız gerekmekte.
Suyu ve sıvı içeren gıdaları gebelik öncesi döneme göre daha fazla miktarlarda almanız kabızlık yaşamanızı engellemeye yardımcı olacak ve halsizlik şikayetlerinizin azalmasını sağlayacaktır.
Anne adayları bebeklerinin de sağlığı söz konusu oluğundan hamilelik döneminde daha özenli beslenme eğilimindedir. Mide problemleri, sindirim problemleri yaşadığından sıcak içeceklere karşı ihtiyacı artabilir. Sıcak içecekler elbette kış günlerinin vazgeçilmezi;Ancak bu dönemde bazı yanlış bilgiler ve bilinçsizce tüketim nedeniyle erken doğum riski, düşük doğum ağırlıklı bebek riski veya düşük yapma riski ile karşı karşıya kalınabilir.
Bitkisel ürünlerin ne zararı olabilir diye düşünüp hata yapıldığı sıkça görülüyor. Örneğin yeşil çayın kafein düzeyi yüksek olması ve fazla alınması nedeniyle ilk 3. aylık dönemde maalesef spontane düşükler olabiliyor. Kafein, yeşil çayın dışında çikolata ve çikolatalı gıdalarda, siyah çayda, kahve, kolalı içeceklerde bulunmaktadır.Kafein; merkezi sinir sisteminde psikotropik etkiyi arttırıcı, solunum sistemini uyarıcı, kalp atış hızı arttırıcı ve aynı zamanda hafif diüretik etkisi vardır. Bu nedenle bitkisel olsun olmasın alınan ürünlerin tüketim miktarına ve çayda koyuluk derecesine dikkat etmek lazım. Kafeinsiz kahveler aslında kafeini azaltılmış kahveler olup az da olsa tercih edilebilir.Çay açık içilebilir. Günlük toplam tüketim miktarı azaltılabilir.


Yine hamilelik sürecinde bitki çayı zararsızdır düşüncesiyle tüketilmemesi gereken bazı ürünlerin de tüketildiği oluyor. Oysa rezene, civanperçemi, mine çiçeği, ada çayı, barut ağacı kabuğu, sinameki, kiraz sapı, biberiye, ısırganotu, mısır püskülü, bu dönemde kullanılmaması gereken çaylara örnek. İçilebilir bitki çayları nane, ıhlamur, kuşburnu, papatyadır. Papatyanın güvenilir bir kaynaktan elde edilmesi önemlidir. Mayıs papatyası kanarya otu ile karışabilmektedir. Kanarya otu karaciğere zararlı etkisi olan bir bitkidir. Zerdeçal hamilelikte rahim hareketlerini artırabileceği için kullanılması doğru olmaz.

Zencefil hamilelikte sabah bulantılarına iyi gelir ama günlük 1,5 gram tüketimi aşmamak gerekir.Konu bebek sağlığı olunca seçilen ürünlerin de sağlıklı olması gerekiyor.Safra problemi olan anne zencefil tüketmemelidir.

Yıllar boyu anne adaylarına hekimler tarafından tuzsuz diyet önerilmiştir. Bunun altında yatan düşünce de preeklampsi gelişiminde vücutta tuz ve su tutulmasının birincil mekanizma olduğu, tuz alımı durdurulduğunda bu normaldışı durumun gelişmeyeceği varsayımıydı. Günümüzde bu uygulama artık kabul görmemektedir.
Gebelikte vücutta sıvı tutulması gebeliğin normal seyrinin bir parçasıdır ve bu sürecin kesintiye uğraması sakıncalıdır.
Preeklampside ani kilo alımı ve sıvı tutulması tuz alımıyla ilgili değildir. Bu yüzden anne adaylarının yemeklerine aşırıya kaçmadan yeterince tuz katmalarında bir sakınca yoktur.

Sağlıklı bir hamilelik geçirmeniz dileği ile...
Diyetisyen Aykut Büyükekmekci 






3.11.2013

A'dan Z'ye Zayıflama

ANANAS zayıflatmaz!! Ancak antioksidan vitaminleri, çinko, beta-karoten ve bromelain enzimini içerir. Bu enzim ilkin et olmak üzere besin maddelerinin hazımını kolaylaştırır. Konserve değil taze ananas seçin ki bromelain enzimi kaybolmasın.
BALIK vücut ölçülerinizi korumanızı sağlar!! Doymuş yağ içermediği için, sanıldığı gibi kilo aldırmaz. Pişirme aşamasında yağ, krema, mayonez kullanırsanız kalorisi artacaktır. Buğulama, fırında pişirmede 100 gr. balıktan ortalama 90-130 kalori alırsınız.
CEVİZ açlık ve tokluğa etki ederek aşırı yemeyi azaltır!! Melatonin içerdiği için de rahat bir uyku sağlar.
ÇAY ama yeşil ve beyaz!! Kilo vermenize dolaylı yoldan yardımcı olacaktır. Günde 4-5 fincan yeşil çay için.
DAVRANIŞ!! Kilo vermek için birçok yöntem denemiş,  hatta denemiş yanılmış ve sil baştan durumlar yaşamış olabilirsiniz. Geçici değil kalıcı davranış modelleridir önemli olan.
ELMA tok tutar!! Acıktınız mı, canınız birşeyler mi yemek istiyor, hemen bir elma yiyin ve bir bardak su için.
FİZİKSEL hedef belirleyin!! Kaç beden kıyafet giyiyorsunuz? ve kaç beden olmak istiyorsunuz? İçine girmek istediğiniz bedenden bir kıyafet alın ve evinizde görebileceğiniz bir yere asın. Evet hedefiniz karşınızda, ulaşmak için başarı adımlarınızı yavaş yavaş atın.
GREYFURT zayıflatmaz!! Lif zengini olduğundan sindirim sisteminizi hızlandırır. Suyunu değil kendisini tüketin. Yüksek tansiyon ve kolesterol ilacı kullanıyorsanız aralarında iki saat olsun.
HAVUÇ kan şekeri oranınızı arttırmaz!! Karotenoid yapısından dolayı insülin daha dengeli olur dolayısıyla kandaki şekerin de kontrolüne yardımcıdır.
ISPANAK enerji verir!! Demir içeriği açısından oksijenlenme ve enerji metabolizmanıza faydası vardır. Unutmayın! yüksek demir içerse de maydanoz ve tereyi geçemez.
İNCİR kilonuzu denetler!! İster taze ister kuru olsun sindirimi kolaylaştıran enzimler taşır, doygunluk hissi verir. Kurusunu azıcık saf zeytinyağına batırıp yerseniz şekerinizi de aniden yükseltmez, korkmayın.


!!!Çocukken oynadığımız isim, şehir, hayvan misali oldum J ile başlayan besin bulamadım. Ata Demirer gibi Jelibon aklımdan geçti lakin o besin değil!! Sağlıksız bir kandırmaca.
Ama yine de bir mesaj vermek istiyorum:
JET-LAG dönemi tartılmayın!! Uzun uçuşlar sonrası biyolojik saat ve ritminiz bozulacağından, kabızlık, ödem, uyku, uykusuzluk nedeni ile kilonuz olduğundan yüksek çıkar. Bol sebze- meyve ve su ağırlıklı bir beslenme ile dengeyi koruyabilirsiniz, kaygılanmayın.
KARATURP zayıflamaya yardımcıdır!! İçerdiği kükürtten dolayı sindirime yardımcıdır ve fonksiyonu hızlandırır. Özellikle kış aylarında içini oyup biraz bal ekleyip 1 gece beklettikten sonra sabah kahvaltıda içerseniz bağışıklık sisteminizi koruyacaktır. Bağışıklık sisteminiz güçlü olursa kilo verme döneminde daha dirayetli olursunuz.
LAHANA ödem attırır!! İçerdiği bileşenler fazla pişirmeye gelmez. Az suda buharda ve kısa sürede pişirin ve haftada 3-4 porsiyon yiyin. (özellikle bayanlar adet öncesi dönemde.)
MANTAR diyette vazgeçilmezdir!! Lif içerir, tok tutar, selenyum, B vitaminleri ve antioksidanlar içerir. Kanserden korur, bağışıklık sistemini güçlendirir ve migrene iyi gelir. Çorbada, salatada, et yemeklerinde, omletlerde, soslarda bolca kullanın.
NAR nar ille de nar!! Çin'de bolluk ve doğurganlığı, Hindistan'da sağlığı temsil eder. Sizin içinde uzun kış akşamlarında da ayıklarken oyalanmayı temsil etsin.
OMEGA-3 herdaim alınmalı!! Hareketsiz, sigara içen, alkol alan biriyseniz ve kilo probleminiz varsa öncelikle omega-3 açısından zengin beslenmelisiniz.
PIRASA ile detox!! Gerçek bir şeker, kolesterol ve kalori yakıcıdır. İdrar söktürücü özelliği ile organizmayı temizler. 100 gr pırasada 30-35 kalori vardır.. Bol bol yiyin.
REZENE gaz giderir!! Diyet yaparken en çok karşılaşılan sorun olduğundan, rezeneyi ister çay olarak ister yemeklerde kullanarak bu sorununuzu çözebilirsiniz.


SARIMSAK VE SOĞAN ilaçtır!! Allisin içeriğinden dolayı doğal antibiyotiktir. Bütün yemeklerinizde kullanın. Çok düşük kalori içerirler ve kilo verme, korumanıza yardımcı olurlar.Kokarım diye korkmayın sonrasında taze nane yiyin ya da sade kahve için.
ŞAM FISTIĞI da tok tutar!! Lif bakımından zengindir acıktırmaz. Öğün öncelerinde 10-15 adet yerseniz ana yemeğinize saldırmazsınız. Unutmayın brokoliden daha fazla lif içerir.
TAHILLAR olmadan olmaz!! Çok fazla hayvansal protein tükettiğimizi göz önünde bulundurursak; tahıllar bitkisel protein içeriği açısından önem kazanmakta. Kahvaltıda 60 gr kahvaltılık tahıl gevreği yiyebilirsiniz. Yanına süt, ceviz ve meyve eklemeyi ihmal etmeyin.
UN ama hangi un!! Elbette tam buğday unu ve bu undan yapılan ekmek ve ürünler. Ayrıntılı açıklamayı şu yazımda bulabilirsiniz: 
ÜZÜM maksimum güçtür!! İçerdiği polifenoller C vitaminini etkisini arttırır. Üzüm şekeri kas kramplarına faydalıdır. Unutmayın 1 ölçü üzüm dediğimizde küçükse 30 adet, büyükse 15 adettir.
VİŞNE ekşi de olsa kalorilidir!! Tadı ekşi olan meyveler kalorisizdir algısı oluştuğu için vurgulamak istedim.( Üzüm gibi olmasada ) Mevsimi değil lakin belki yazdan saklamışsınızdır diye ekliyorum:1 ölçü vişne 20 adet iken, ona benzeyen kiraz 15 adettir. Vişne sapı da kiraz sapı gibi ödem atıcıdır.
YUMURTA kolesterol içerir ama tek başına kolesterolden sorumlu tutulamaz!! Sindirimi kolay, tok tutar, en kaliteli proteini içerir. Çiğ tüketilirse içindeki avidin denilen madde vücudumuzdaki biotin vitaminini bağlayacaktır. Unutmayın beyazını tam pişirin.
ZEYTİN kahvaltınızda yer alabilir!! Lif ve yağ dengesinden dolayı tok tutar. Sadece çok tuzlu olmamasına özen gösterin. Ezmelerini de yemekten kaçının.